Bir düş görüyorum ince bir hayalin koynunda
bir çocuk masumluğunda
ve bırakıyorum kendimini
o masum düşün kucağına
Oysa nasılsa bitmeyecek mi,
sadece bir düş değil mi,
bir düşün ufku değil mi hislerim?
İşte böyle geçiyor zaman
ve büyüyor o düş içimde
sende on düşün içinde
yalnızlığımla büyüyorsun
Düş büyüdükçe uzaklara bakarım
ta ufkun gökyüzüyle birleştiği
o kızılötesi çizgiye saplanır
hayallerimin o ince çizgisi
O zaman farkederim yalnızlığımı
ve hiçbir şey görmez olurum
aslında....
belki de sadece bir boşluğa bakarım
görmek için değil yani
yalnızca kendimden kaçmak için
Oysa hayallerimin son durağı sen
kızılötesi çizgide birleşir
ve o an içimde bir hıçkırık düğümlenir
ağlarım...
ağlarım sessizce,
kendimce,
bir başıma,
çaktırmadan erkekliğe inat!
Oysa görünce seni
her şeyi unutuyorum
masum bir çocuk gibi
hani en sevdiği oyuncağına kavuşunca var ya!
işte öyle bir heyecan doğar içime
o düşün bitme ihtimaline inat
yaşam sevinciyle dolup taşıyorum
aynen bir çocuk gibi
işte öyle seviyorum seni
seviyorum Nar Çiçeğim!
Ellerini tutmak,
alnına sıcacık bir öpücük kondurmak
ve doyarcasına boynuna sarılmak
ciğerlerime çekmek kokunu
hani yaz yağmuru yağına
kızgın toprak nasıl çekiyorsa
aynen öyle....
Sonra avazım çıktığı kadar bağırmak
bağırabilmek sana olan hislerimi
sevdiğimi söyleyebilmek
seviyorum seni yani;
seviyorum Nar Çiçeğim!
Geçiyor,
bitiyor,
yani tükeniyor zaman
neredeyse o düşün son anlarına geldik
birazdan her şey bitecek
irkilip,
açacağım gözlerimi
yani bir daha başa dönecek her şey
herşeyin başladığı 'o yalnızlık durağına'
ben yine yapayalnız
bir başıma kalacağım oracıkta
yağmurun altında
yüreği yaralı,
gözleri nemli,
yaşama dair hiç bir umudum kalmadan
Yine ufuklara dikeceğim bakışlarımı
o puslu,
o sisli,
o dumanlı havada
bir sefer bakmak için de değil
yalnızca şöyle bir göz gezdireceğim yani
Biliyor musun Nar Çiçeğim,
sana anlatamadığım
o gizemli sözcükleri
o binbeşyüz kelimeyi
o sıcacık hayalleri
bir emanet gibi
hep yüreğimde gizliyorum
belki bir gün gerçeğe dönüşür umuduyla
anenin muskası gibi,
yarin emaneti misali,
bir dua gibi hep saklıyorum onları
Kim bilebilir ki,
ufukların o kızılötesinde neller bekliyor bizi;
hangi umutlar,
hangi gerçekler,
hangi kavgalar,
kim bilebilir ki?
Yani içimdeki o şaşkın çocuk var ya,
hani seni görünce kendinden geçen,
hani titreyen,
kekeleyen,
çocuk gibi,
hani en sevdiği oyuncağına kavuşunca
heyecana bürünen...
işte o ben var ya,
görünce seni bir kıvılcım gibi saçılır,
ve o kıvılcım umuda çevirir
hayallerimin kırık rotasını! ...
Anlamadın mı,
yoksa anlatamadım mı?
öyleyse anlatayım;
Allah'ına kadar aşığım sana
aşığım ve biliyorum...
biliyorum verecek hiç birşeyim yok sana
şu sevgi dolu yüreğimden başka
yüreğimi istermisin Nar Çiçeğim? ! .....V.Ç.
Присоединяйтесь к ОК, чтобы подписаться на группу и комментировать публикации.
Нет комментариев